Saat 03:25 ve ben yarın işe gideceğim. Fakat bu hikaye yarım kalmamalı deyip oturdum başına.
2.bölümü 3 hafta anca yazabilmenin nedeni araya giren yoğun mesailer, koşuşturmacalar ve şimdide yılbaşı telaşı..
Hemen şu bölümü de yazıp bitirmek için kaç haftadır kıvranıyorum.
O zaman kaldığımız yerden devam edelim.
*************************
O'na armağanım
Servisten inip Bay Z ile buluştuktan sonra eve doğru yol alıyoruz. Şehir merkezine yakın şuan tam adını hatırlayamıyorum malum yaklaşık üzerinden 2,5 sene geçmiş.
Hava sıcacık keşke biraz daha yazlık kıyafet alsaymışım diyorum. Eve girmemle dağınıklık beni karşılıyor. İdare edeceksin LaLa diyorum. ye,gez keyfine bak.Vardiyalı olarak otel de çalıştığı için 2 saat sonra işe gitmesi gerekiyormuş. Aslında vardiya sistemini bana göre ayarlamıştı. Gece çalışırım öğlen gezeriz demişti ama evdeki hesap çarşısına uymadı demek ki.
Peki dedim bende bugün gezmem zaten biraz dinlenirim. Heyecandan bütün gece uyuyamadığımı ona söylemedim tabi ki. benim ki yol yorgunluğu :))
Pizzamızı yerken sohbet ettik. İşinden gücünden okulundan ne güzel sohbete dalmıştık ki gitme saati geldi.
Anahtarı sana bırakıyorum içeride ayarladım yatağını,çarşaflar temiz,sen gelmeden yıkadım yenilerini serdim bilgin olsun diye de notunu ekliyor canım. Sonra dışarı çıkarsın belki, kaybolursan yolu tarif ederim korkma diyerek de ekliyor.
O gün nasıl uyumuşum bilmiyorum azıcık kabus ve yerimi yadırgamamla birlikte güzel dinlendiğimi söyleyebilirim.
Eşimin yolunu bekler gibi bekledim o gece onun gelmesini. Bilmediğim koca evde çıt çıkmıyor hava buz kesti ve ben ürperiyorum. Gece saat 11:30 da gelişini görüp kapıyı açmamla birlikte gerilim bitip yerine güzel sohbete bıraktı.
![]() |
Asmalı Konak |
Sonra gitme zamanı geliyor benimkinin. Bana gezmem gereken yerleri söyleyip planlama yapıyoruz. Artık geceye kadar tek başıma dışarıda kalıp hareket edeceğim için içim bir hoş oluyor. Bütün yerleri o an gezip görmek istiyorum. Birazdan hareket edecek olan otobüse binip Zelve Açık hava müzesine gitmem gerekiyor. Fakat ben müze sanıp bilmeden farklı bir noktada iniyorum. Yürüyerek dolaştığım yerlerde incik boncuk satan yerlerle sohbete dalıyorum. Ne çok meraklılarmış dışarıdan gelen birileriyle sohbet etmeye. Sonra çanak çömlek yapılan yere dalıyorum ve kendimi çömlek yaparken buluyorum. Göremeye indikten sonra tur atmak için bisiklet kiraladım. Fakat ne bisiklet! 1 tur atmaya görsün zincirleri takılıyor. 10 dk sonra bisikleti değiştirmek için gittim. Yeni bisikletle yine tepeden tur atayım derken yine bisikletin gazabına uğradım ve beni geri tepti. O anda üzerimde erkek çocukların bakışlarını görüp utandım. Ve bisikletten inip adama alın bisikletinizi bu da bozuk dedim.
Kusura bakmayın böyle olmazdı hiç,size öyle denk geldi başka vereyim bisiklet dese de bisikletlerinin çoğunun aynı olduğunu gördük. Gezeceğim kadar gezdim yeter dedim. Ve göremedeki turum bittikten sonra otobüse dönüp eve gittim. Akşam yaşadığım olayları paylaşıp sohbet ederek günü bitirdik.
*
![]() |
Ortahisar Kalesi |
Oradan beni yine serbest bırakıp incik boncuk satan yerlere dalıyorum. Esnafın yine çok duyduğum ''nerelisin,nerden geldin,ne zaman dönüyorsunuz'' sorularıyla muhatap oluyorum. Hediyelik eşyaların büyük çoğunu buradan halledip kendimi kalenin manzarasına karşı kahve içmeye bırakıyorum. Fonda sakin müzik. Mekanda tek ben. Gerçekten uzun aradan sonra buna çok ihtiyacım vardı. Oradan ayrılıp kendimi taş ev sokaklarına atıyorum turistlerin arasına karışıyorum. Oradan yaklaşık yarım saat beklediğim otobüse binip doğruca şehir merkezindeki avm ye gidiyorum.bu arada gün içerisinde benimki arayıp soruyor neler yaptığımı:) Göbeği açık dolaşan ben avmden çıktıktan sonra donarak evin önünden geçecek olan aracı beklemeye başladım. Araba o gün çok fazla ara sokağa girip çıkınca telaşa kapıldım yaklaşık 1 saat süren yolculuğun sonunda erkenden evden önceki duraktan inip boş sakin sokaklar arasından hızlı hızlı yürüyerek eve sonunda ulaştım.
Bay Z ile geçirdiğim dakikalar az. O çalışmaktan ben ise gezmekten yoruluyoruz. Ama bugün çok ilginç bir şey oluyor. Yaşadığım olayları anlatırken beni birden dudağımdan öpüyor,utanıyorum sohbeti değiştirmeye çalışıyorum olmuyor. Uykum gelmiş gibi yaparak utancım,şaşkınlığım ve mutluluktan konuşamaz bir halde tpış tıpış odama geçiyorum.
Derinkuyu yeraltı şehri |
Dönüş yolu otobüsten otobüse indili bindili şekilde eve ulaşıyorum.Yabancı olduğum ürkek gözlerimden belli oluyordu herkesin bir şekilde bana yardımcı olmaya çalışması hoşuma gidiyordu.
Akşam Bay Z normal saatinde gelmedi telaşa kapılarak arayıp durdum kendisini. Bugün son günümdü yarın dönüş vardı. Akşam o öpüşün konusu açılacak mıydı ne olacaktı bilemiyordum. Hiçbir şey yokken kendi kendime gelin güvey olmayı kurulmayı asla sevmiyordum ve şimdi kendi kendime kurulmuştum sorularım vardı bu öpüşün bir cevabı olmalıydı yanıtsız kalmamalıydı diyerek kendimi bu kez sohbet içinde yine öpüşürken buldum. İş zıvanadan çıkmış sevgili miydik neydik anlayamadığım bir sorgu sualin içinde bulmuştum. Sevgili olamayacaksak öpmenin işi bu noktaya getirmenin anlamı yoktu. Aman ne olacak canım bir öpmeden demek olmaz. Ona karşı hislerim,hoşnultum,sevgim artıyordu ve bu beni kötü etkileyecekti biliyordum.
O akşam sadece öpüştük yemin ederim. Bıraktım kendimi,utanmadım. Ben nasıl kendimi kötü hissedeceksem o da ayrılınca kötü hissedecekti ve sonrasını düşünmesi gereken oydu.
Diğer gün onu zar zor uyandırdım. Acaba akşamki muhabbeti hatırlıyor muydu emin değildim. Ama evden erken ayrılması gerekiyordu ve ben uçağa kadar tek başıma takılacaktım.
Uzun süre onu bekledim sarıldı sarıldı sarıldı. Yine gel özletme kendini dedi. Sıra sen de dedim. Memleketine bekleniyorsun. Her ne kadar dilimde sorgu sual yapmak varsa bir o kadarda kendi haline bırakmak vardı. Tatsızlığa gerek yoktu. Ama o da içinde tutup benimle konuşmayarak oluruna bırakması sinirime dokunmaya başlamıştı. Gözlerim doldu. Kendine iyi bak dedim.
Hazırlanıp yarım saat içinde ben de çıktım. Anahtarı köşedeki marketçi amcasına verdim ve kahvaltı yerine gidip kendime serpme kahvaltı ısmarladım bunu hak etmiştim. Kahvaltı yaparken oradaki çalışanların sürekli bana baktığını kendi aralarında konuştuğunu fark ettim. Kalkıp hesabı öderken sahibi demez mi ''ya kusura bakmayın arkadaşlar elinizde çantalar vs görünce sizi dizide çekim için gelen ünlü birisi zannetmişler, ondan bakıp durmuşlar'' demesiyle gülmem bir oldu. ve nedense bu beni diğer düşüncelerimden sıyırmaya yetti. Oradan 2. gün gitmeye yeltenip gidemediğim Zelve müzesi için otobüse bindim. Fakat o da müzenin önünden geçmeyince son durakta inmek zorunda kaldım ve şoför sağolsun son duraktan sonra beni taksisiyle birlikte tepeye kadar çıkardı. Eşyalarınızı bırakın isterseniz dönüşte alırsınız dese de bırakmayıp teşekkür ederek indim. Allah razı olsun beleşe çıkarttı adamcağız. Yoksa nasıl çıkardım onca yükle.
Zelve acayip büyük bir yerdi. Her yer turist kaynıyordu. Şuan tarihi anılarını anlatsam sanırım sayfam baya uzayacak o yüzden mutlaka gidip görün diyerek yoluma devam edeyim. Oradan eşyalarımla birlikte bayır aşağı göremeye inmeye başladım. Yaklaşık 20 dk sürmüş olabilir. Yol çok uzun görünse de yürümesi zevkli bir yerdi.
![]() |
Zelve Vadisi Açık Hava Müzesi |
![]() |
Aşıklar Vadisi |
![]() |
Göreme |
Testi kebabını bana getiren garson amca tatlıydı. En son gideceğime yakın çay içmeyeceğimi söylememe rağmen çay getirdi ve yine kalkacağıma yakın sus sus otur diyerek fırında sütlaç ısmarladı. ve o yediğim lezzetli sütlacın hala tadı damağımda. Kendisiyle sohbet ettiğimde uzak yerlerden geldiğimi anlamış ve ısmarlamak istemiş gideceğime üzüldü yine gelecek olursam uğramamı söyledi. Çok teşekkür ederek oradan ayrıldım. Karnım çok tok bir şekilde aracı beklemeye başladım. Fakat gelmeyince Bay Z yi arayıp sordum. Beni başka bölgede bekliyormuş meğersem araç. Az kalsın kaçırıyordum. Yine kafamdaki bütün soru işaretleriyle araçta dalmışım. 1 saat süren yolculuğun sonunda hüznüm artıyordu.
X ray cihazından çantalarım geçerken güvenlik beni durdurdu. İçinde sivri uçlu ne var makas falan mı çıkartır mısın sorgusuyla kendime gelmem bir oldu. Sivri bir şey yok cımbızım var buyrun bakın dedim. Adam kabul etmedi hayır o değil başka bir şey bu dedi. Dedim çantayı zaten bagaja vereceğim yanıma almayacağım hem zaten yok içinde sivri bir şey diyerek direttim. Eh peki olursa çıkartırlar zaten dedi. Gider ayak bütün sinirim alt üst olmuştu.
Uçağa binişimle arkamdaki çocukların ağlamaya başlaması da harika oldu. bütün her şey şuanda üst üste geliyordu ve ben ısrarla Bay Z yi düşünmek istiyordum. Acaba eve gittin mi diye yazacak mıydı acaba inince yazacak mıydı diyerek eve gidene kadar bunu düşündüm. ve bagajımı beklerken ön çantamın açık olduğunu ve çorabımın bir kısmının dışarıda olduğunu görmemle çantamı kapmam bir oldu. Sahi havalimanlarındaki güvenlikler böyle açabilir miydi? Bu çanta nasıl oldu da açıktı?
Saçmalıktan başka bir şey değildi. Kafamda bi ton şey vardı ve benim tek istediğim eve gidip dinlenmekti. Sanki hiç oraya gitmemiş gibi...
Acaba Bay Z yazdı mı?
Acaba sonrası ne oldu?
devam edecek..
Ne güzel bir hikaye buu, emeğinize kaleminize sağlık 🤗 Çok uzun yıllar önce 1990_91 sanırım gitmiştim Kapadokya'ya ve gözümde canlandı bir bir orada yaşadığım anılar.. Ama bak ben de çok merak ettim Bay Z yazdı mı, sonrasında neler oldu? Heyecanla bekleyeceğim🤔
YanıtlaSilAnılarınız canlandıysa ne mutlu:))
SilHımm,öpücük falan ufukta evlilik gözüküyo gibi..🙂 Hadi bakalım hayırlısı diyelim..😊
YanıtlaSilOradan evlilik mi gözüktü şimdi aa :)
Silgezme kısmı ne güzelmiş oh :) valla yine heycanlıydı :) öpüşmeler bakalım bir anlamı var mıymış :) çanta açılması çorap dışarda komikmiş hihi :) bakalım nolcaaak :)
YanıtlaSilBakalım ne anlam çıkacak:)
SilKomik ya rezil oldumm:)
Çokkkkk güzel yerlere gitmişsin. Ben de birkaç kez gördüm oraları.
YanıtlaSilDimi ya yine ısrarla gidilmesi yerler :)
SilKapadokya'ya bende hayran kalmıştım. Yeniden gitmek istiyorum açıkçası. Bu arada mail abonelik butonu koyarsan daha rahat takip edebiliriz:)
YanıtlaSilBen de istiyorum ama Yeniden gidince aynı haz olucak mı acaba:)
SilAy onu nası nerden koyucam acaba kurcalıyım:)
Bir kaç yıl önce gitmişti.Büyüleyici bir yer.Yeraltı şehirlerinin fotoğrafını da çok beğendim.Biz hiç akıl edemedik oranın fotoğrafını çekmeyi...
YanıtlaSilAynen indikçe yeraltına daha da büyülüyor
SilKapadokyanın eşsiz manzara fotoğraflarında çok akıcı yazılmış, çok güzel bir paylaşım okuduk. Bundan sonrasını merak ediyorum, çantadaki sivri şey neydi, bulabildin mi daha sonra. Canım sütlaç çekti.Bakalım neler olacak bu işin sonunda, bekliyoruz.
YanıtlaSilBulamadım çünkü tek sivri şey cımbızdı:)
SilYa sonra? sen geliyorsun ben olmuyorum ben geliyorum sen olmuyorsun ne olacak bu blogların sonu :)
YanıtlaSilNursalkımı.. sonra işler çok karıştı..
Silyazdım yazdım sildim:) elbet karşılaşacağız..